1 Aralık 2011 Perşembe

iddaa ediyorum Elin Adamı lanetlidir.

Okurken eşliğinde iyi gider: Elinadami.pl1


Evet lanetliyim ben. Demiştim ya ibnenin biri beni lanetledi diye, öylede oldu yani. Bundan yaklaşık 5 sene kadar önce daha lise yeni bitmiş, ergenlikten kurtulmak için kıçını yırtan birisiydim. Sonrasında sınavdı, tercihdi, bir yeri kazanmaydı derken lanetlenmiş olarak lanet bir şehre geldik..Ve lanetin esiri altında 3 yıl 2 aydır ızdırap çekerek yaşıyorum.

Bi dakka lan... Böyle yazarsam kimse anlamazki en iyi en baştan başlamak.

Sene 2008, aylardan yamulmuyorsam ağustos. Üniversiteye hazırlık sınavının bittiği tercih yapmaya çalışacağımız dönem. Aldığım puanda öyle yaman bir şey değil ve kesin bir yere girmek lazım. Yazacak yer yok arkadaş... İstanbul, İzmit olmasını istediğim yerler arasında ama yok, adam akıllı hiç bir şey tutmuyor. Sürekli onun bunun kaynından, dayısından, bacısından kısacası önüme çıkan her akılsızdan akıl alıyorum. Denilen şeyler şunlar;

"Şimdi dikkatli karar vermen lazım istemediğin bir bölümde okursan olmaz,yapamazsın."  (-Lan zaten aldığım puanım ne ki, ne dikkatli düşünmesi ırzına sıçıyım)

"Bir sene daha hazırlan istersen, hem daha çok çalışır daha iyi bir yer kazanırsın." (-Sen sıkıyosa gel bunu bizim pala bıyık peder bey'e söyle bende götümü sıkar çalışırım)

İşin özü, abuk subuk fikirlerden başka fikir verebilen çıkmadı. Dedim bende kendi kendime "artık göte geldin Elin Adamı sana iş hayatı (Sanayii'deki necip ustanın yanında çıraklık) yolları gözüktü."

Bu ve benzeri şekilde derin düşüncelere dalmış ve kara kara napacağımı düşünürken, tamda o esnada işte "O" geliyor nam-ı diğer "İBNE". Ama daha ona bu uygunsuz lakabı takmamış ve de hayatımı alt üst eden kararlar vermeme neden olacağını bilmiyordum. Çok samimi olmasamda arada konuştuğumuz biriydi bu İBNE. Kiminle takılsa takıldığı kişinin başı beladan eksik olmazdı. İBNE'nin yüzünden nezarete bile düştüm gerisini siz düşünün.(İleriki zamanlarda anlatıcam bunu) Şimdi hatırladım da benden başka doğru dürüst konuşanda yoktu bununla. Sanırım biraz acıdığım için konuşuyordum. (hay götüme şırınga soksalardı da acımaz olaydım) Bu vatandaş geldi yanıma ve geçen diyaloğu hatırladığım kadarıyla aktarıyorum;

-İ: Napıyon lan kayalıklarda tek başına mal gibi
-EA: İBNE hiç bulaşma bana canım çok sıkkın zaten
-İ: Hayırdır kardaş kim canını sıktı
-EA: Sorma ya tercih yapmam lazım yoksa peder beni necip ustanın yanına çırak vericekmiş
-İ: Eee yapamıyormusun tercih
-EA: Adam akıllı bir yer tutmuyor ki amk, hep taşra yerlere puanım yetiyor
-İ: Sende hee sanki çok önemli
-EA: Tamam o kadar önemli değil ama yine de iyi bir yer olsun diye uğraşıyoruz
-İ: Ben sana bir şey diyim bizim bir arkadaş "X" şehrinde okuyor, hem bölümlerin puanları düşük oluyormuş oranın hemde iyi bir yermiş
-EA: Ora nerede lan?
-İ: Egede kalıyormuş ama pek Ege bölgesi gibi değilmiş gibi olsa da Ege bölgesi gibiymiş (aynı cümleyi kurdu)
-EA: Hay gibisine sokim, olum orası bana gitmez ya..
-İ: Bak, sen bence dinle beni sonra çok dua ediceksin, (şırınga!!! şırınga!!!)  hem bende gelirim yanına
-EA: Kaç saat çekiyor bizim buradan "X" şehri
-İ: Yedi saat sürüyormuş diyordu arkadaş
-EA: Nasıl gelcen lan yedi saat yolu tarraam
-İ: Ne var olum zaten bir şey yaptığımız yok arabayı alır gelirim nedir ki yani..

diye diye yarım saat daha aklımı skti bu göt lalesi olacak İBNE ve de ikna etti beni bu uçsuz bucaksız garip "X" şehrine gitmemde. Daha sonra ne mi oldu, tercihlerimde ilk sıraya yazdım bu göt lalesinin yüzünden X şehrini.

Şimdi buraya kadar herşey az da olsa normal, bundan sonrası... Sanırım herşey bundan sonra başlıyordu da garibim ben bilmiyordum.


Tercih sonuçları geldi, X şehrini kazanmıştım. Ve artık oraya nasıl gideceğimiz nerede kalacağım soruları peder bey ve kıymetli valide hanım tarafından hunharca tartışılıyordu. Evet, baya hunharca çünkü ne X şehrinde tanıdık vardı ne de nasıl gideceğimizi biliyorduk. İşte tam o esnada yine bu İBNE çıktı meydana. Tartışmanın ortasında arıyordu beni. Tercihi naaptın neettin muhabbettinden sonra; X şehrine nasıl gideceğimi, nerede kalacağımı, aklına ne geliyorsa sordu. Sorduklarına hepsine verebildiğim tek cevap ise, bilmiyorum oldu. Buna istinaden "tamam kardaş ben halledicem sen sıkma canını." diyip kapattı telefonu. Napabilcekti ki şimdi bu? Neyse sktir et diyip hunharca tartışmaya bende katıldım. Aradan iki saat bile geçmemişti ki aradı. "Kardaş ben hallettim, benim arabayla gideriz hem annen ile babanda gelir. Kalacak yeride hallettim benim arkadaş devlet yurdunda kalıyor tanıdığı felan varmış senide sokarız oraya sıkıntı olmaz" dedi ben evele gevele bir şey diyemeden kapattı yine telefonu ırzına sıçtımın İBNEsi. Peder bey ve kıymetli valide hanıma söyledim durumu pek bir sevindiler ama benim içimde gramı geçtim miligram sevinç yok.

Neyse..

Artık gitme vakti geldi çattı. Valizdi, yolda atıştırmalıktı, bilmemneydi yükledik hepsini arabaya.. Çıktık yola bu İBNEde X şehrindeki arkadaşını aradı hangi güzergahtan gelicez oraya talimat alıyor. Yaklaşık dört saat geçti, yol boyunca radyodan başka arabanın içinden gelen bir ses yok. (bir de valide hanımın çıkardığı ağlama sesleri vardı ama o kadar sessizki duyamadım bile) Dört saatin sonunda peder bey  "artık bir mola verelim çok gittik zaten" diye homurdanmaya başladı. Mola verebileceğimiz yer arıyoruz, takip ettiğimiz güzergah üzerinde hiçte öyle bir yer yok, sırf yarım saat mola verebilceğimiz bir yer aradık. En sonunda bulduğumuz yer yol kenarında ufak bir piknik alanıydı. Çektik arabayı oraya, ıvır zıvırları çıkarmaya başladık. İBNEninde o sırada çenesi mi açıldı nedir benim pederle başladılar siyasetiydi, futboluydu, bilmemnesiydi. Lan bide benim pedere peder bey diye hitap ediyor. Adama bildiğin peder bey diyor ben anca burada yazabiliyorum, yüzüne söylesem sker atar beni acımaz bile. Yenildi, içildi, sıçıldı derken çıktık yola.. On dakika oldu yola çıkalı yol ayrımına geldik. Tabela yok, yön belirten bir şey yok, en ilgincide soracak kimse yok etrafta araba bile geçmiyor, LAN BİZ NERDEYİZ... Bu İBNE aradı hemen arkadaşını durumu söyledi o da demişki ben öyle bir yer bilmiyorum. Kaldık mı göt gibi uçsuz bucaksız boktan yolda. Gelde öldürme şimdi bunu. Bu İBNE o esnada "sol taraftan gidelim illaki birileri buluruz yol sorarız ona göre dönülecekse döneriz" diyerek bizim pederi ayarttı. Girdik sol taraftan, gireli dakka bile dolmadan o uçsuz bucaksız araba bile olmayan yerden aniden karşımıza bir araba çıktı ve o çıkan arabayla çarpışmamak için direksiyonu ani bir şekilde çeviren İBNE bizi bilmem kaç yüzyıllık ağaca toslattırdı...


Burada bitmez biliyorum, sadece biraz sabır. Bizde insanız la.  La mı?


Bonus: Masamıza meze ol gel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder